Uzlaştırmacı kural olarak tarafları yönlendiremez. Edim taraflarca belirlenmelidir. 30145 sayılı Ceza Muhakemesinde uzlaşma yönetmeliği 33. Maddesinde edimin konusu sayılmıştır.
a) Fiilden kaynaklanan maddî veya manevî zararın tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hâle getirilmesi,
b) Mağdurun veya suçtan zarar görenin haklarına halef olan üçüncü kişi ya da kişilerin maddî veya manevî zararlarının tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hâle getirilmesi,
c) Bir kamu kurumu veya kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluş ile yardıma muhtaç kişi ya da kişilere bağış yapmak gibi edimlerde bulunulması,
ç) Mağdur, suçtan zarar gören, bunların gösterecekleri üçüncü şahıs veya bir kamu kurumu ya da kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluşun belirli hizmetlerinin geçici süreyle yerine getirilmesi,
d) Topluma faydalı birey olmayı sağlayacak bir programa katılımın sağlanması,
e) Mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesinin edim olarak taraflarca belirlenebileceği belirtilmiştir.
Ancak bu edimler dışında başkaca edim belirlenmesi de mümkündür. Önemli olan belirlenen edimin hukuka ve ahlaka uygun olmasıdır. Hukuka ve ahlaka aykırı bir edim ilgili uzlaşma Cumhuriyet Savcısı veya mahkemesince onaylanmayacaktır. Bu nedenle bir edimin hukuka ve ahlaka uygun olup olmadığı konusundaki ilk görev uzlaştırmacıya düşmektedir. Uzlaştırmacı edimin hukuka veya ahlaka uygun olup olmadığı konusunda tereddüt yaşar ise Cumhuriyet savcısının görüşünü mutlaka almalıdır.
Uzlaşma bu alanda çalışanların gayreti ve üstün çabaları ile çok hızla ilerleyen ve başarı gösteren bir kurumdur. Bununla birlikte gelişmeye yeni alanlar açmaya da devam ediyor ve edecektir. İnsanların üstün düşünme becerisi ile yeni edimler ortaya çıkmaktadır. Bu noktada alışılagelmiş edimlere ön yargılı bakılmamalı ancak mutlaka ilgili uzlaşma savcısının görüşüne de başvurulmalıdır.
Kaynak : Uzlaştırmacı Av. Özlem ÖĞÜTCÜ UZLAŞTIRMA REHBERİ