Ceza Muhakemesinde uzlaştırma yönetmeliğinin etik kutallar başlıklı 6. Maddesinin ç bende uyarınca uzlaştırmacı “Masumiyet karinesi gereğince şüpheli ya da sanığın suçluluğu hakkında ön yargılı olamaz, şüpheli ya da sanığa karşı bir tavır takınamaz.” Yine d maddesi uyarınca “Görevini yerine getirirken taraflar arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım yapamaz, itibar ve güveni sarsıcı davranışlarda bulunamaz” hükümleri uzlaştırmacının hukuk temel ilkeleri perspektifinde sürece bakması ve kendini dengelemesinin önemini ifade etmektedir.
Uzlaşma müzakerelerine başlamadan önce uzlaştırmacı dosyayı okumuş ve konu hakkında belli bir hakimiyeti bulunmuş olmaktadır. Sonrasında müştekii ve sanığı dinlediğinden kişiler hakkında yargı oluşmaya başlayabilecektir. Bu çok insani bir refleks olmala birlikte bunun sürece, taraflara yani dışa yansıması hukuk devleti ilkelerini ve masuniyet karinesini olumsuz etkileyeceği gibi uzlaştırma sürecini de zedeleyecektir. Bu nedenle uzlaştırmacının hukuk temel ilkeleri perspektifinde sürece bakması ve kendini dengelemesi son derece önemlidir.
Uzlaştırmacı, dinleme yeteneğini geliştirebilmek ve süreci başarıyla yürütebilmek için kendisini dengelemelidir. Uzlaştırmacı, müzakereden önce tarafları dinlemesini ve anlamasını engelleyebilecek günlük hayattan kaynaklanan vey geçmişten gelen her türlü yükten ve önyargıdan arınmaya, yapacağı işe odaklanmaya çalışmalıdır. Kendini dengeleyebilen uzlaştırmacı, dinlediklerini yargılayıcı bir muhakeme süzgecinden geçirmez, iletişimdeki gürültüden etkilenmez ve taraflara yardım ederken zorlanmaz. Ayrıca uzlaştırmacı, iş yoğunluğu ve yaşam şartları nedeniyle uygun değilse uzlaştırma sürecini yönetmemeli, gerektiğinde bir süre beklemeli ve uygun zamanda taraflarla görüşmelidir.
Kaynak : Uzlaştırmacı Av. Özlem ÖĞÜTCÜ UZLAŞTIRMA REHBERİ