Sunuş
Edim, onarıcı adaletin dolaysıyla uzlaştırma hukukunun önemli bir unsurudur. Borçlar Hukuku ilgilendirmesi açısından uzmanlık gerektiren bir konu olduğu kanaatinden yola çıkarak uzlaştırmacılara temel kavramlar konusunda rehberlik etmesi amacıyla hazırlanmaya gayret edilmiştir.
Çalışmanın hazırlanma gerekçesi uzlaştırmacıların taraflara doğru rehberlik edebilmesi; Cumhuriyet savcıları, hâkimler ve uzlaştırma bürosu görevlileriyle benzer dili konuşmaları, doğru iletişim kurmaları hedeflenmiştir.
Kuşkusuz bilinmelidir ki, Taraflar mutlaka bir edim üzerinde uzlaşmak zorunda değildir. Edimsiz de uzlaşma sağlanabilir. Edimli ya da edimsiz uzlaşmak tamamen tarafların özgür iradesine bağlıdır. Bu konuda taraflar baskı altında tutulmamalı; kararları konusunda ısrarcı olunmamalıdır. Uzlaştırmacıların bu noktaya özellikle dikkat etmeleri uzlaşma kurumunun önemli unsurlarından birisidir.
Çalışmanın birinci bölümünde edim kavramı; ikinci bölümünde Ceza Muhakemesi Kanununda edim; üçüncü bölümde yönetmelik içeriğe göre soruşturma ve kovuşturma evresinde edim; dördüncü bölümde hukuka ve ahlaka aykırı edim; beşinci bölümde hukuka ve ahlaka uygun edim ve edim çeşitleri irdelenmeye çalışılmıştır.
İrdelememiz akademik bir çalışma niteliğinde olmayıp, sade bir dil kullanılmaya; uzlaştırmacılara edim konusunda ipuçları vermeye ve konuya ilgi duyanların rahatça anlayabilmelerine dikkat edilmiştir.
Uzlaştırma yoluyla bir nebze de olsa toplumsal barışa katkıda bulunması; uzlaştırma bilincinin artırılması yönünde küçük de olsa katkıda bulunması dileğiyle…
1.Kavram Olarak Edim
Türk Dil Kurumu’na göre edim, “olup gerçekleşmiş iş, amel, fiil” olarak tanımlanmaktadır.
Borçlar Hukuku’na göre ise edim, “alacaklının isteyebileceği, borçlunun yapmak zorunda olduğu davranış” olarak ifade edilebilir.
2.Ceza Muhakemesi Kanununda Edim
17/12/2004 tarih ve 25673 Sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253/(19), “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zaman aşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılmaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarih ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.”
Edimle ilgili atıfta bulunulan 171. Maddesi Cumhuriyet savcısının hangi hallerde kamu davası açmada takdir yetkisinin olduğu ifade edilmektedir. Buna göre 171/4’e göre, “Erteleme süreci içinde kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Ertelenen süre içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde kamu davası açılır. Erteleme süresince zaman aşımı işlemez.”
Kanunun ilgili maddesini kısaca ifade etmeye çalışırsak, uzlaşma sonucunda şüpheli edimi peşin olarak yerine getirirse hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Edimin yerine getirilmesi ileri bir tarihe bırakılır ya da taksite bağlanırsa veya süreklilik arz ederse kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Ancak 171/4’e erteleme süresi içinde şüpheli kasıtlı bir suç işlemesi halinde Cumhuriyet savcısı tarafından kamu davası açılır. Uzlaşma sağlanması halinde soruşturma konusu suçla ilgili tazminat davası açılmaz; açılmış tazminat davası varsa kendi isteği ile hakkından vazgeçmiş sayılır. Şüpheli edimi yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi İcra ve İflas Kanununun 38.maddesinde belirtilen, mahkeme huzurunda yapılan anlaşmalar, kabuller, para borcunu ifade eden noter senetleri, kefaletnameler gibi yazılı ilam niteliğinde belgelerden olup; ilamlı icra hakkındaki hükümlere tabidir.
3. Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinde Edim
3.1. Soruşturma Evresinde Edim
Soruşturma, suç şüphesinin bulunduğu durumlarda suça konu eylemin Cumhuriyet Savcısı kontrolü altında soruşturulduğu davanın açılmasına kadar geçen süreye verilen isimdir.
5/08/2017 tarih ve 30145 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin “Uzlaştırma raporu” başlıklı “18/(4) Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka ve ahlaka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına almak suretiyle onaylar, soruşturma dosyasında muhafaza eder.” Hükmü gereğince edimin mutlaka tarafların özgür iradesine dayanması gerekir. Uzlaştırmacı veya başka bir kişinin, edim belirlenmesi konusunda taraflara baskı yapmaması gerekir. Ancak, uzlaştırmacı edimin hukuka ve ahlaka uygun olması konusunda tarafları bilgilendirip edimi özgür iradeleriyle belirlemeleri konusunda rehberlik yapabilir. Soruşturma evresinde edimin resmi nitelik kazanabilmesi için Cumhuriyet savcısı tarafından mühürlenip, imza altına alınarak onaylanması gerekir. Belirtilen unsurlar yerine getirilmediği takdirde edim resmi nitelik kazanmayacaktır.
18/(5)’e göre, “Cumhuriyet savcısı raporu veya belgeyi, uzlaşmanın taraflarının özgür iradelerine dayanmaması, edimin hukuka veya ahlaka uygun olmaması nedeniyle raporu onaylamaması durumunda bu Yönetmeliğin 17 maddesindeki süreye uyulması koşuluyla edimin değiştirilmesini uzlaştırmacıdan isteyebilir.” Tarafların kendi aralarında belirledikleri edimin özgür iradelerine dayanıp, dayanmadığı; hukuka ve ahlaka uygun olup, olmadığı Cumhuriyet savcısı tarafından değerlendirilir. Eğer belirlenen unsurlar konusunda tereddütleri varsa edimin değiştirilmesini uzlaştırmacıdan isteyebilir. Edimin değiştirilmesi sürecinde Yönetmeliğin 17. Maddede ifade edilen otuz gün ve ek süre olan yirmi günlük; toplamda elli günlük süre sınırlamalarına dikkat edilmelidir.
Soruşturma evresinde uzlaşmanın hukuki sonuçlarını değerlendirdiğimizde; Yönetmeliğin 19/(1) maddesine göre taraflar uzlaştırmacı görevlendirilmeden önce veya uzlaşma teklifi reddedilmesinden sonra, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görenin aralarında uzlaşmaları halinde; taraflarca niteliğine uygun düştüğü ölçüde Ek-3’de yer alan Uzlaştırma Raporu Örneği ’ne uygun bir uzlaşma belgesi düzenleyerek kendi aralarında uzlaşabilirler. Kendi aralarında düzenledikleri uzlaşma belgesi de 18 inci maddenin dördüncü ve beşinci fıkrasında belirtilen kıstaslara göre inceler ve değerlendirir.
Uzlaşma sonunda edimin def’aten yerine getirilmesi halinde, şüpheli hakkında Cumhuriyet savcısı tarafından kovuşturmaya yer olmadığı karar verilir (20/1). Edimin yerine getirilmesi ileri bir tarihe bırakılması, taksite bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde şüpheli hakkında kamu davasının ertelenmesi kararı verilir. Bu halde edimin yerine getirilip getirilmediğinin takibi büro tarafından yapılır. Erteleme süresince zaman aşımı işlemez(20/2).
Edim nedeniyle kamu davasının ertelenmesine karar verildikten sonra edim yerine getirilmesi halinde, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir (20/3). Edim belirlenen sürede yerine getirilmemesi halinde, kamu davası açılır (20/4). Devamında şüphelinin edimi yerine getirmemesi halinde uzlaştırma raporu veya uzlaştırma belgesi İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde belirtilen ilam mahiyetinde belgelerden sayılması nedeniyle (20/5) mağdur tarafından edimin yerine getirilmesi için icra takibi yapabilir.
3.2. Kovuşturma Evresinde Edim
Kovuşturma evresi mahkemenin iddianameyi kabul etmesiyle başlayıp verilen hükmün kesinleşmesine kadar devam eden ve sanığın yargılamasının gerçekleştirildiği sürece verilen isimdir. Soruşturma evresinde şüpheli sıfatına sahip olan fail kovuşturma evresine geçilmesiyle artık sanık sıfatına sahip olur.
Yönetmeliğin 22 inci maddesine göre; kovuşturma konusu suçun niteliğinin değişmesi, uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması; soruşturma aşamasında uzlaştırma teklifinin yapılmadığının kovuşturma aşamasında anlaşılması; kovuşturma evresinde kanun değişikliği nedeniyle suçun uzlaştırma kapsamına girmesi vb. nedenlerle mahkemenin talebiyle uzlaştırma işlemi yapılabilir. Bu aşamada işlemler yine Cumhuriyet savcısının onayı ve uzlaştırma bürosu tarafından yapılır.
25/(4) ve (5)’e göre Mahkeme uzlaşma belgesinde belirlenen edimin tarafların özgür iradesine dayanıp dayanmadığını; edimin hukuka ve ahlaka uygun olduğunu belirlerse raporu mühür ve imza altına alarak kovuşturma dosyasında tutar. Mahkeme edimin tarafların özgür iradesine dayanmadığı; hukuka ve ahlaka uygun olmadığı yönünde karar verirse Yönetmeliğin 24. Maddesinde (30+20=50 gün) sürelere uyulması koşuluyla edimin değiştirilmesi için dosyayı büroya gönderebilir.
27 inci madde gereğince de uzlaşma sonuncunda sanığın edimi def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verebilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri bir tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde; Kanunun 231 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilir. Geri bırakılması sürecince zaman aşımı işlemez. Edimin belirlenen sürede yerine getirilmemesi halinde mahkeme tarafından hüküm açıklanır. Yine sanığın, edimi yerine getirmemesi halinde uzlaştırma raporu 2004 sayılı Kanunun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.
4.Hukuka Ahlaka Aykırı Edim
Sözlük anlamıyla hukuk, toplumu düzenleyen ve devlet yaptırımıyla güçlendirilmiş bulunan kuralların, yasaların bütünü; bu kuralları, yasaları, hakları konu alan bilim olarak tanımlayabiliriz. Uzlaştırma raporunda veya belgesinde tarafların özgür iradeleriyle belirleyeceği edim; başta ülkenin taraf olarak kabul ettiği uluslararası sözleşmeler, anayasa, yasalar, tüzükler, yönetmelikler ve diğer hukuki belgelere uygun olmalıdır. Örneğin taraflar özgür iradeleriyle karar vermiş olsalar bile devletin kanunlarında suç olarak kabul edilen fiilleri edim olarak kabul edemezler; devletin terör örgütü olarak kabul ettiği bir örgüte bağış yapılması tarafların özgür iradesiyle kabul edilmiş olsa bile edim olarak kabul edilmesi hukuken uygun görülmez.
Ahlak, insanın doğuştan getirdiği ya da sonradan kazandığı birtakım tutum ve davranışların tümü; kişide huy olarak bilinen nitelik; iyi ve güzel olan nitelikler diyebiliriz. Edim belirlemede tarafları sınırlayan diğer bir husus da toplumun ahlaki normlarıdır. Tarafların belirlediği edim evrensel ahlaki değerlere, insan hak ve hürriyetlerine; toplumun din ve vicdanına; yaşama biçimine; örf, adet, gelenek göreneklere uygun olmalıdır. Tarafların kendi inanç değerlerine uygun olması gerektiği gibi başka bireylerin, toplumların inanç değerleri de dikkate alınmalıdır. Taraflar üzerinde anlaşsa bile hayvan taklidi yapma gibi bir edim insan onuruna uygun değildir. İbadetten alı koyma, yaşama, beslenme, barınma, seyahat, eğitim, sağlık, düşüncenin ifade edilmesinden alıkoyma vb. edimler hukuka ve ahlaka uygun olmaması nedeniyle olarak kabul görmeyecektir.
5.Hukuka ve Ahlaka Uygun Edim
a. Verme Edimi: Şüpheli veya sanık müştekiye maddi bir şey vermek üzere anlaşmışsa verme edimidir. Para, eşya verme, bağışta bulunma, değiştirme, telif hakkı, marka hakkı devri gibi edimler verme edimi kapsamında değerlendirilebilir.
b. Yapma Edimi: Taraflar bir şey yapma konusunda anlaşabilir. Yapma ediminde borçlunun üzerinde anlaşılan edimi fiilen kendisinin yapması esas olmakla birlikte borçlunun bedensel engeli, sağlık durumu, yeteneği bir işi yapmaya uygun değilse borçlunun bedelini ödemek kaydıyla fiili başkasına yaptırması kabul edilebilir. Örneğin taraflar bir okul, cami vb. kurumların temizliği, boyanması üzerinde anlaşmışsa, kendisinin de yapmaya durumu uygun değilse bedelini ödeyerek başkasına yaptırabilir. Ancak uzlaştırma raporunda, belgesinde bizzat kendisinin yapması öngörülmüşse başkasına yaptırması uygun değildir. Anlaşmaya aykırı düşmektedir.
c. Yapmama Edimi: Şüpheli veya sanığın bir şeyi yapmaması üzerinde anlaşılmışsa yapmama edimidir. Uzlaştırmacıların sık karşılaşacağı bir durum diyebiliriz. Gürültü yapmamak, telefonla rahatsız etmemek, aracı dükkanının, evinin önüne park etmemek gibi…
d. Şahsi Edim: Şüpheli veya sanık bir şeyi yapmak üzere anlaşmış, söz vermişse şahsi edim kavramı içinde değerlendirilir. Şahsi edim maddi olabileceği gibi bedensel emek karşılığı da olabilir. Şahsi edim üzerinde anlaşma sağlanmışsa tarafın fiili bizzat kendisinin yerine getirmesi esastır. Aksi takdirde edim yerine getirilmemiş olacaktır.
e. Maddi Edim: Şüpheli ya da sanığın üzerinde anlaştığı edimi para veya parayla ifade edilen değerlerle ödemesi maddi edimle ifade edilebilir. Para veya para ile ifade edilen değer üzerinde anlaşılan edimin hizmet ederek ödenmesi uygun değildir.
f. Bölünebilir Edim: Para, parayla ifade edilen bir edimin veya hizmet olarak belirlenen edimin çeşitli zaman aralıklarında yerine getirilmesi bölünebilir edim kapsamında değerlendirilebilir. Paranın taksitle ödenmesi; malın çeşitli aralıklarla veya bölünerek ödenmesi; hizmetin günlük, haftalık, aylık veya mevsimsel dönemlerde yerine getirilmesi gibi.
g.Bölünmez Edim: Taraflar para, parayla ifade edilen değerlerin, malların, hizmetin def’aten, bir kerede ödenmesi üzerinde anlaşmışlarsa bölünmez edim söz konusudur diyebiliriz. Bölünebilir edimin aksine bir kerede edimin yerine getirilmesi esastır.
h.Ani Edim: Şüpheli veya sanık belirlenen edimi bir kerede ödüyorsa ani edim olarak adlandırılır.
ı.Dönemli Edim: Şüpheli veya sanık anlaşılan edimi belirli aralıklarla taksitler halinde ödüyorsa dönemli edimdir diyebiliriz. Borcun günlük, haftalık, aylık, yıllık, mevsimsel taksitlere bölünmesi halidir.
i.Sürekli Edim: Taraflar süreklilik gerektiren, ucu açık edim üzerinde anlaşmışlarsa sürekli edim kapsamında değerlendirebiliriz. Örneğin gürültü yaparak komşuyu rahatsız etmemek; evinin bahçesinden geçmemek; öğrenciye sürekli burs sağlamak; bir daha balkonda mangal yakmamak, halı silkelememek; geç saatlerde televizyonun sesini çok açmamak, çamaşır, bulaşık, elektrik süpürgesi kullanmamak gibi…
Sonuç
Edim, onarıcı adaletin, uzlaştırmanın önemli unsurlarından birisidir. Taraflar edimi özgür iradeleriyle belirlemeli; uzlaştırmacı müdahale etmeden rehber konumunda olmalıdır; öneriler sunmalıdır. Edim, hukuka ve ahlaka uygun; devletin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar, anayasaya, kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere kısaca yürürlükteki hukuki normlara uygun olmalıdır.
Edim, evrensel ahlaki değerlere, insan onuruna, şahsiyetine; toplumun inanç değerlerine, örfüne, âdetine, gelenek-göreneklerine uygun düşmelidir.
Edimin hukuki nitelik kazanabilmesi için de hukuka, ahlaka uygunlukla soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının; kovuşturma aşamasında da hâkimin mührü, imzası ve onayı gerekmektedir. Savcı veya hâkim edimi uygun bulmadığı takdirde uzlaştırma süreci sınırlarında kalmak kaydıyla uzlaştırmacıdan edimi değiştirmesini isteyebilir. Edimin takibi de yönetmeliğin ilgili maddesi gereğince uzlaştırma bürosu tarafından yapılır.