Uzlaştırmacılara yönelik faydalı olacağına inandığım ve okunmasını tavsiye ettiğim İstanbul Anadolu Adliyesi Uzlaştırma bürosu Cumhuriyet Savcısı Sayın Dr. Cengiz Apaydın’ın kaleminden ‘Ceza Hukukunda Uzlaşma ve Uzlaştırmacılar için Ceza Hukuku’ kitabının önsöz bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ceza hukukunda uzlaşma kavramı 2016 ve 2017 yıllarında yapılan yasal düzenlemeler (yasa ve yönetmelik) doğrultusunda hızla değişmekte ve gelişmekte olup, uzlaşma kurumunun etkinlik alanının gelişmesi uygulamada önemli ve problemli alanlar oluşturmaktadır. Yeni suç tiplerinin uzlaşma kapsamına alınmış olması önemli bir gelişme olmakla birlikte, kurumun uygulama alanının altyapı yetersizlikleri nedeniyle uygulamada ciddi sorunlara sebebiyet verdiği gözlemlenmektedir. Bu konuda önemli sorunlardan biri soruşturmada delillerin toplanmadan soruşturma evraklarının uzlaştırma bürosuna gönderiliyor olması ve uzlaştırmacı eğitimlerinin henüz yetersiz olmasıdır. Adalet Bakanlığı’nda Uzlaştırma Dairesi Başkanlığının kurulması, adliyelerde uzlaştırma bürolarının kurularak Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde kurumsallaştırılması önemli gelişmelerdir.
Uzlaşma kurumu, alternatif bir uyuşmazlık çözme yöntemi olup taraflara kendi hukukunu yaratma imkanı sağlayan, uyuşmazlığın klasik yargı yöntemleri dışında ancak adlî makamlar olan Cumhuriyet Başsavcılığı ve mahkemeler gözetiminde ve denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir kurumdur. 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesine göre uzlaşma kapsamındaki suçların uygulama alanı artırılmış olup taraflar arasında 6763 sayılı yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemi yapılması için dosyaların uzlaştırma bürosuna gönderilmesi, uzlaşma teklifinin uzlaştırmacılar tarafından yapılması gerektiğinin belirtilmiş olması hem soruşturma hem kovuşturma hem de kesinleşmiş dosyalarda uzlaşma kapsamına alınan suçlarının yeni düzenlemeler doğrultusunda yeniden ele alınması zaruretini ortaya koymaktadır.
Uzlaşma ile taraflar arasında suçla bozulan toplumsal barış yeniden sağlanmış olacağından, yeni uyuşmazlıkların ve suçların önü kapanacaktır. Toplumunun uzlaşmanın hukuki anlam ve sonuçlarını kavraması halinde uzlaşmaya yatkın yapısı, uzlaştırmacılarımızın yeni ve yeterince eğitimli olmamalarına rağmen üstün performansı ve uygulamada giderek artan sayıda tarafları tatmin eden şekillerde farklı edimler ile gerçekleşen uzlaştırmaların çoğalması, toplumda uzlaşma kurumun önemini ve fonksiyonunu arttıracaktır. Özellikle 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesindeki uzlaşma kapsamındaki suçların artırılmış olmasını ceza yargılaması açısından bir devrim olarak görmekteyiz.
Bu kitapta uzlaşmanın amacı, uzlaşmanın faile, mağdura ve topluma faydaları, ceza adalet sistemi kapsamında ceza soruşturması ve yargılaması açısından faydaları, uzlaşmanın toplumsal barışa olan katkıları, uzlaşma kapsamındaki suçların neler olduğu, uzlaşma kapsamındaki suçlarla ilgili soruşturmaların hangi şekillerde yapılması gerektiği, delillerin neler olduğu, hangi delillerin nereden nasıl istenmesi gerektiği ve uzlaştırmacıların hangi delilleri esas alarak uzlaşma yöntemlerini belirlemesi gerektiği, tüm aşamaları örneklerle incelenerek akademik bakış açısıyla, uygulamaya ışık tutmak ve uygulamayı sadeleştirmek için öneriler ve çözüm yolları içerir bir şekilde hazırlanmıştır.
Kitapta özellikle sonucu uzlaşma kurumuna hizmet etmeyecek gereksiz tartışmalara yer verilmemiş olup, tamamen uzlaşma kurumunun uygulamadaki sorunları ve uygulanma yöntemleri gözetilerek her türlü soruya cevap aranmaya çalışılmış Yargıtay kararları ışığında uzlaşma kurumu ve uzlaşma kapsamındaki suçlar tüm yönleriyle incelenmeye çalışılmıştır.
Kitap sadece hukukçulara yönelik yazılmamış olup, hukukçu olmayan hukuku öğrenimi görmüş ancak uzlaştırmacı olmak isteyen üniversite mezunlarına yönelik olarak ceza hukukunun temel ilkelerini içeren uzlaştırmacılar için ceza hukuku bölümü de eklenerek hem uzlaştırmacıların hem de uzlaşma teklifi yapılan tüm tarafların okuyup anlayabileceği tarzda açık ve sade bir şekilde yazılmıştır. Uzlaşma rapor örneklerinin, uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar örneklerinin, uzlaşamama sonucu düzenlenen iddianame örneklerinin ve uzlaşma ile ilgili hiçbir yerde yayınlanmamış Yargıtay kararlarının birlikte aşama aşama incelenmesi halinde okuyucuya uzlaşma kurumunun anlam ve sonuçları ile uygulanmasının anlaşılabilmesi açısından geniş bir bakış açısı kazandıracağı düşüncesiyle kitabın uzlaşma kurumunun uygulanmasına ve gelişmesine yararlı olmasını dilerim. Eylül 2017
Dr. Cengiz APAYDIN
CUMHURİYET SAVCISI